Mustafa Yıldızdoğan
Şehitler Ölmez
Önce vatan millet
Sonra ana ve yar
Bu yolda savrulan
Birileri var
Ezan dinmez diyen
Bayrak inmez diyen
Şehit ölmez diyen
Birileri var
Şehitler ölmez.....
Bayrakla dertleşen
Toprakla birleşen
Can verip devleşen
Birileri var
Ezan dinmez diyen
Bayrak inmez diyen
Şehit ölmez diyen
Birileri var
Şehitler ölmez
Şehitler ölmez...
Mustafa Yıldızdoğan
Sevmeyen Bilmez
Sevda ne demektir? Gonul sehrini
Bir tatli bakisa satmayan bilmez
Yalniz gecelerin zalim kahrini
Hayale sarilip yatmayan bilmez
Sevmeyen bilmez, sevmeyen bilmez,
Hayale sarılıp yatmayn bilmez
Diyemem kac sene sayamam kac ay
Unutmak mi? unut demesi kolay
Bagrimdaki sanci nasil bir olay
Yari ele gelin gitmeyen bilmez
Sevmeyen bilmez sevmeyen bilmez,
Yari ele gelin gitmeyen bilmez...
Mustafa Yıldızdoğan
Saçların
Söküp atılmıyor bende mi kusur?
Doğarken kök salmış öze saçların
Bir kara sevda ki ya büyü ya sır
Sığmıyor kaleme, söze saçların
Örgüde bir başka, düzde bir başka
Gizlendiği zaman nazda bir başka
Omuzda bir başka yüzde bir başka
Kirpik olmuş inmiş, göze saçların
İpekten sırmadan, tel tel yaratmış
Telini bir ömre bedel yaratmış
Sanki vasfi için özel yaratmış
Dört mevsim bir başka taze saçların
Mustafa Yıldızdoğan
Paylaşamam
Bakışlarında bir şeyler gizli
Sanki canımda can parçam gibi
Kıskanıyorum baktığın yeri
O gözler yalnız bana bakmalı
Paylaşamam...paylaşamam...
Seni asla paylaşamam
Sensizliğe alışırım
Ama seni paylaşamam
Gönül dağıma girmeyin sakın
Vurun öldürün bir kurşun sıkın
Her neyim varsa alın ve yakın
Yeterki onu bana bırakın
Paylaşamam...paylaşamam
Seni asla paylaşamam
Sensizliğe alışırım
Ama seni paylaşamam
Mustafa Yıldızdoğan
sen o yandan
Gönül bahçesine reyhalar katak
Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim
Uzat ellerini güneşi tutak
Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim
Rüzgarlar esmesin, bulut kalmasın,
Sevdam bana yeter, yağmur yağmasın,
Durdurak dünyayı, güneş doğmasın,
Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim
Meydani Merih'de yayla yaylayak
Türküler söyleyip coşup çağlayak
Yıldızları yıldızlara bağlayak
Sen o yandan ben bu yandan sevdiğim
Mustafa Yıldızdoğan
Hep Yalan
Hey gidi günler hey
Bak düştük ne hale
Dur ömür dur hele
Yolumuz meçhule
Hep yalan hep yalan
Bu dünya boş yalan
Gelenler gidiyor
Yok baki yok kalan
Ah gençlik çağları
Albümde resimler
Ar darda silindi
Nice dev isimler
Mustafa Yıldızdoğan
Ya Sen Gel
Fırtına kopuyor içimde bilsen
Yağmurum sen olsan
Gözümden insen
Ey benim yoldaşım, gönül yüreğim
Uykusuz gecemin ihlamı bir sen
Ya sen gel yanıma, ya da ben varayım
Derdine derman yaranı sarayım
Ey benim güneşim, ışığım, yıldızım
Seninle olayım sende kalayım
Çaresiz kalmışım bağlı bileğim
Kahretsin sen yoksun, nasıl güleyim
Ey benim hevesim, arzum, dileğim
Yaşamak seninle, öl de öleyim
Ya sen gel yanıma, ya da ben varayım
Derdine derman yaranı sarayım
Ey benim güneşim, ışığım, yıldızım
Seninle olayım sende kalayım
Mustafa Yıldızdoğan
Yaşıyorum Öylesine
Sorma gülüm sorma
Bir garip haldeyim işte
Gitmeseydin diyorum
Gitmeseydin
Beni böyle bırakıp da yıkıp da
Sensiz kala kaldım ortalıkta
Tadı tuzu yok hayatın
Ortalık yangın yeri
Ortalık toz duman
Umutlarım, sıfırın altında erzurum
Gönlüm talan, gönlüm viran
yani Yaşıyorum öylesine
Yüreğin feryadını dile getir
Yanık türkülerde ara sevdaları
Kaybedilmiş ne varsa aşka dair
Türkülerdedir diyorum
Kapatıp gözlerimi dinliyorum
Seni arıyorum bulamıyorum
Yani yaşıyorum öylesine
Yüce dağların eteklerinden
Toprağın göz yaşlarıyla
Bulutları sinesine çekmiş
Hoyrat mı hoyrat
Haşin mi haşin
Ferman dinlemez
Akıp gelen su gibi sevdim seni
Farzet ki çağlar ötesi
Farzet ki insan yüzü görmemiş
Yani kirlenmemiş
Temiz tertemiz
Gönlüm gibi, sevgim gibi
Sana olan aşkım gibi
Çoşuyorum, taşıyorum
Nice benler aşıyorum
Seni arıyorum bulamıyorum
yani, yani Yaşıyorum öylesine
Savaş meydanında yenik düşmüş bir ordunun
Sağ kalmış tek yaralı askeri gibi
Kan revan vücudum
Üstüme çevrilmiş binlerce namlu
Yalvarmamı bekleyen adi gülüşlü suratlara
Tükürüyorum çatlamış dudaklarımla
Koşuyorum düşüyorum
Vatanım vatanım diyorum
Vatanımı soluyorum
Bir bayrak gibi
Seni arıyorum bulamıyorum
Yani yaşıyorum öylesine
Yıkılmış yıkılmıs etrafımda bütün duvarlar
Karda kışta kalmış
Kolu kanadı kırık
Küçük bir serçe gibi
Uçuyorum, konuyorum
Üşüyorum, donuyorum, gücüm tükeniyor
Yoruluyorum
Seni arıyorum bulamıyorum
Yani yaşıyorum öylesine
Hayatın sihri bozuldu
Silindi bütün renkler
Sensizim, yalnızım
Bir garip haldeyim anlayacağın
Ama, ama yine seni arıyorum
Andıkça yanıyorum
Yaprak gibi dökülüyorum
Sinemi sensiz dağlıyorum
Ağlamak, aglamak yakışmaz amma artık ağlıyorum
Seni bir serçenin göz yaşları kadar
Çok ama çok seviyorum
Hani, hani serçeler ağladığı vakit ölüyormuş ya
Son bir nefes
Alıyorum, veriyorum, alıyorum
Seni arıyorum bulamıyorum
Yani ÖLÜYORUM öylesine...
Mustafa Yıldızdoğan
Gidenler Dönmüyor Geri
Canım tutuşuyor içim yanıyor
Ayrılık ne zormuş, çekemiyorum
Hasret can ucunda, sinem kanıyor
Hayal girdabından, çıkamıyorum
Gidenler dönmüyor geri
Sevdan bir ateş çemberi
O gittiğin günden beri
Gör ne haldeyim
Geceler yalnızlık, geceler tasa
Nereye bakarsam, bürünür yasa
Canıma razıyım, günah olmasa
Yüreğimden seni sökemiyorum
Gidenler dönmüyor geri
Sevdan bir ateş çemberi
O gittiğin günden beri
Gör ne haldeyim
Mustafa Yıldızdoğan
Akşama Kadar
Güneş burada da var
Ta ki batana kadar
Yıldızlar yine parlak
Şafak atana kadar
Gonca güllerim vardı
Burcu burcu kokardı
Rengi soldu sarardı
Sevip tutana kadar
Bilsen şimdi nerdeyim
Çılgın gecelerdeyim
Uzun bir seferdeyim
Gücüm yetene kadar
Gidenler dönmüyor geri
Sevdan bir ateş çemberi
O gittiğin günden beri
Gör ne haldeyim
Mustafa Yıldızdoğan
Diyemedim Ki
Gönülden geçenler dile gelmiyor
Seni seviyorum diyemedim ki
Kısmet uzanmadan ele gelmiyor
Seni seviyorum diyemedim ki
Utancım kördüğüm oldu dilimde
Mahvoldu ömrümden ne varsa elimde
Kaç kere niyetlendim de
Seni seviyorum diyemedim ki
Faydasız sevgilim gayrı nedense
Ah! kaçan fırsatlar bir geri dönse
Dillerim tutuldu sanki, nedense
Seni seviyorum diyemedim ki